ATLARLA TERAPİYE VAR MISINIZ?
Türkiye’de atlarla koçluk ve terapi denildiğinde akla ilk gelen, engelliler için yapılan tedavi maksatlı çalışmalar oluyor. Dünyada ise 90’lı yıllardan bu yana her yaş grubundan kişiye, psikoterapi, kişisel gelişim ve öğrenme çalışmaları yapılıyor.
Atlarla koçluk ve öğrenme seansları, özellikle ABD’de 20-30 yılı aşkın bir süredir uygulanıyor. Yıllar içinde at destekli koçluk ve öğrenme programlarının artması, atların insan ruhuna iyi geldiğinin en önemli ispatı. Son zamanların en çok dikkat çeken trendlerinden biri olarak öne çıkan atlarla koçluk yönteminin Türkiye’deki temsilcisi Starseed Eğitim ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Sevgi Saybaşılı ile bireylere ve kurumlara yönelik olarak hazırladığı özel programlar hakkında konuştuk.
Starseed Eğitim ve Danışmanlık şirketinin kurucu ortağı olan Sevgi Saybaşılı, atlarla koçluk ve terapi eğitimleri kapsamında danışmanlık verdiği bireylerin günlük hayatta çözümleyemedikleri ve yaşam kalitelerini düşüren pek çok sorunu bu stratejiye yatırım yaparak çözüme kavuşturuyor. İstanbul, İzmir ve Kocaeli’nde eğitim ve koçluk seansları düzenleyen Saybaşılı, bu programları Türkiye genelinde yaygınlaştırmaya yönelik projeler geliştirdiklerini ve yeni tekliflere de açık olduklarını belirtiyor. Kastamonu’da bir otel ve binicilik merkezi ile her ay düzenlenecek bir eğitim programı üzerinde çalışan Saybaşılı, Bursa’dan gelen teklifleri değerlendirdiklerini, yaz başında ise Kapadokya’da farklı bir çalışmayı hayata geçireceklerini dile getiriyor. Starseed’in atlarla koçluk çalışmaları ise İstanbul’da Polonezköy-Cumhuriyet Köyü’nde yer alan Pegasus Binicilik Kursu ve Zekeriyaköy-Gümüşdere’deki Tulya Kurtulan Binicilik Akademisi’nde yürütülüyor.
Dünyaca ünlü eğitmenlerden ders aldı
Sevgi Saybaşılı, Tamer Dövücü’den aldığı NLP Practitioner eğitiminin ardından Erickson Coaching International’da yaşam koçluğu ve takım koçluğu eğitimlerini tamamladı. Daha sonra atlara yönelik hayalini gerçekleştirmek için yurtdışına giden Saybaşılı, bu konuda Epona onaylı yaşam koçu Kathy Pike’tan ‘Equine Experimental Learning&Coaching Facilitator’ ve ‘The Dance Of Authenticity Through The Wisdom Of The Horse’ eğitimlerini aldı. Ardından yine Epona ileri düzey onaylı eğitmen Sharon Bringleson ile atlar ve enerji alanları hakkında ‘Medicine Wheel’ çalışmalarına katıldı. Saybaşılı’nın atlarla terapiye yönelik en büyük hedefi, insanların özgün benliklerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olmak ve atların insanlara kişisel gelişim, şifa ve terapi alanlarında da faydalı olduğu bilincini Türkiye’de yaygınlaştırmak.
Atlar iç dünyamıza ayna tutuyor
Pegasus Binicilik Kursu ve Tulya Kurtulan Binicilik Akademisi’nde yapılan terapi çalışmalarına gelince; bu çalışmalar, yemyeşil bir doğada gerçekleştiriliyor. Atların son derece hassas, duygusal ve yüksek bilinç düzeyine sahip varlıklar olduğunu belirten Sevgi Saybaşılı, “Atlar, bizi iyileştiriyor, daha yüksek bilinç seviyesine ulaşmamıza yardımcı oluyor. Atların iç dünyamıza ayna tuttukları unutulmamalı.” diyor. Koçluk seanslarına katılan danışanlarıyla önce hangi konu hakkında çalışmak istediklerini belirlediklerini söyleyen Saybaşılı, sözlerine şöyle devam ediyor: “Çalışmalardan başarılı bir sonuç alabilmek için öncelikle bireylerin hayatlarında hangi konuları düzeltmek istediklerine karar vermeleri gerekiyor. Ardından ahırda atlarla yansıtma çalışması yapıyoruz.”
Bireylerin hayatı a’dan z’ye değişebiliyor
Saybaşılı’ya göre bu çalışmanın en önemli kısmı danışanın seçtiği atla birlikte kapatılmış bir alanda yaptığı serbest çalışma. Bu süreçte çevrili alanın dışında kalan Saybaşılı, danışmanlık verdiği kişiyle, o kişinin seçtiği atı yalnız bırakıyor. Bu çerçevede hem atı hem de danışanı gözlemleyen Saybaşılı, gerekli yerlerde müdahale ederek at ve danışan arasındaki iletişime ya da iletişimsizliğe ışık tutuyor. “Atlar, danışan kişinin neye ihtiyacı varsa ona göre davranıyor. Atlar, insanların en derinlerinde sakladıkları duyguların, düşüncelerin ve iyileştirilmemiş travmaların açığa çıkmasına neden olabiliyor.” diyen Saybaşılı, daha ilk seansta bile bireylerin hayatlarını değiştirebilecek donelerin ortaya çıkabildiğini vurguluyor. Öne çıkan bulguların derinliğine inebilmek için 1 ya da 2 seans daha yaptıklarını söyleyen Saybaşılı, bu seansların ortalama 3 saat sürdüğünü vurguluyor. Bu çalışmanın ücreti koçluk yapılan binicilik okulu ve anlaşma yapılan çiftliğe göre değişse de ortalama 500 TL olarak öne çıkıyor.
Özgün liderlik çalışmaları
2013 yılında bireysel koçluk seanslarına, liderlik çalışmalarına ve kurumlara yönelik özel eğitim programlarına odaklandıklarını belirten Sevgi Saybaşılı, liderliğe yönelik çalışmalarda atlardan nasıl bir destek aldıkları hakkında ise şu bilgileri veriyor: “Atlar doğaları gereği liderlik konusunda son derece yetkin öğretmenler. Atlar gibi yırtıcı olmayan sürülerde görülen, herkesin yetenekleri doğrultusunda farklı rollere sahip olduğu bir liderlik düzeni kurulmalı. At sürülerinin liderleri; deneyimleri, algılarının açıklığı ve karar vermedeki yetkinliklerinin yanı sıra sürüde yer alan diğer atların da çıkarlarını gözeten bir bakış açısına sahip. ‘Özgün liderlik’ olarak adlandırdığım bu model, atların bu özelliğinden besleniyor.”
Kısıtlayıcı yargı ve inançlar tarihe karışıyor
Atlarla koçluk çalışmalarının ardından bireylerin kendilerine dayatılan bir hayatı değil, tatminkar, tutkulu, tekdüzelikten uzak ve başkalarına da faydalı olabilecekleri bir hayat yaşamaya başladıklarının altını çizen Saybaşılı, “Açık eğitimlere katılanlar, işte bu bakış açılarını edinmeyi ve kendilerini sabote eden kısıtlayıcı yargı ve inançlardan kurtulmayı öğreniyor. Kurumlar için liderlik eğitimlerimizi, kurumun mevcut ihtiyacı doğrultusunda iletişim, takım çalışması, yönetim becerileri gibi konulara ağırlık verecek şekilde düzenliyoruz.” diyor. Sevgi Saybaşılı, 2014 yılında odaklanacakları yeni projeler hakkında ise şu bilgileri veriyor: “2014 yılında öncelikle atlarla koçluk ve eğitim çalışmalarının Türkiye’de yaygınlaşmasına yönelik projeler geliştireceğiz. Gençlerle liderlik kampları düzenleyeceğiz. Atlardaki sürü dinamikleri ve liderlik modelinden çıkardığımız ‘güç’ konusuna odaklanacağız. Bu konuda almış olduğum yeni eğitimlerle, kişisel gücümüzü artıracak ve gücü yönetmeyi becerebilir hale gelmemizi sağlayacak yeni eğitimler planlıyorum.”