DOĞAL ŞİFAYA BİR YOLCULUK: KAPLICALAR
Efsaneye göre, her şeye sahip ancak çocuksuz Kral Midas’ın bir gün nihayet dünya güzeli bir kızı olur. Kralın kızı Suna, genç kızlık yıllarında vücuduna yayılan ve hiçbir doktorun iyileştiremediği ağrılı çıbanlardan öyle çeker ki, üzüntüsünden yollara düşer. Afyon yakınlarına geldiğinde susayan kız, yeşilliklerle çevrili sudan içerken, suyun değdiği yerlerde ağrılarının azaldığını fark eder ve kendisini suya atar. Derin bir uykunun ardından uyandığında çıbanların kurumaya başladığını görür.
Bir haftada yaraları tamamen iyileşip suyun aksinde eski güzelliğini görünce, saraya döner. Kral, kızını görünce, ‘seni hangi hekim iyileştirdi, söyle hekimbaşı yapayım?’ der. Suna da, ‘beni hekim değil, ülkende çıkan sıcak su iyileştirdi, baba’ diye cevap verir. Bunun üzerine kral, ‘tez oraya bir hamam yapılsın, gelen geçen dertliye derman dağıtır’ diye ferman verir. Kral Midas’ın kızını iyileştiren şifalı suyun yerinde bugün Gazlıgöl Kaplıcası var.
Afyon
Şifalı Frigya’dan bugüne
Afyon’da yapılacak aktivite çok; eski mahallesinde dolaşın ve kadınlardan sıcak, patatesli ev ekmeği satın alın; Uzun Çarşı’daki İkbal Lokantası’nın beyaz örtülü masalarında, dana tandır yiyin; Afyonlu çocuklarla birlikte, kalenin 500 küsur merdivenini tırmanın; Frig Vadisi’nde ‘Frig Safari’ yapın ama en olmazsa olmazı, kaplıcaları deneyimleyin.
Kaplıcaların Frigyalılar zamanından beri kullanıldığına inanılıyor. Afyon, tam bir termal cennet. 5 bin yıldır yerleşim merkezi olan, Gazlıgöl Kaplıcası (İhsaniye), M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda, Frigya Salutaris (Şifalı Frigya) ismini almış. Termal suyun sıcaklığı 31-70 derece. Traverten taş kaplı havuzlu hamam ve Roma devrinden kalma tarihi hamamda şifalı içme maden suyu kaynağı var. Cilt hamamı da bulunuyor. Solunum yolları ve dolaşım sistemi rahatsızlıklarında tercih edilen kaplıcadan Afyon Kızılay Madensuyu çıkarılıyor.
Özel kaplıcalar
Ayrıca Afyon’un en eski kaplıcalarından Gecek Thermal (Merkez); Roma devrinde de işletildiği, Roma dönemi tabletlerinde yazılı olan, Bizans devri, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında da kaplıcanın çalıştığına dair bilgiler bulunan Heybeli Kaplıcası (Bolvadin); Frigyalılar devrinden beri şifa dağıtan, Hıristiyanlığın başlangıcında, Hieropolis (Koçhisar) Başpiskoposu Sen Mişel’in hastalarını burada tedavi etmesiyle mucizelere sahne olan ve bu nedenle de Hieropolis’in ‘Mukaddes Şehir’ adıyla anılmasını sağlayan ve çamur banyosuyla ünlü Hüdai Kaplıcası (Sandıklı); romatizmal ve eklem rahatsızlıklarına faydalı olduğuna inanılan Ömer Kaplıcası da kaydadeğer şifa merkezleri.
Yalova
Karın altında termal
Üzerinize kar yağarken termal bir havuzda olmak çılgınca geliyorsa da Yalova Termal Kaplıcaları’nda kışın bu görüntüye sıklıkla rastlanır. Yalova merkeze 12 km mesafedeki termale yol boyunca size eşlik eden çınar ağaçlarının arasından geçerek ulaşırsınız. Bir sayfiye olarak da tercih edilen Yalova, doğası, kaplıcaları ve içme sularıyla, kışın da vakit geçirilecek kaydadeğer bir durak.
M.Ö 2000’de bir yer sarsıntısı sonucu meydana gelen Yalova Termal Kaplıcaları, Yunan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini yaşamış ve bugüne dek aralıksız olarak işlevini korumuş. 1911’de Roma’da yapılan, Kaplıcalar Su Yarışması’nda ‘suları faydalı en iyi kaplıca’ seçilmiş. Altın madalya bugün Termal Otel resepsiyonunda sergileniyor.
Bir yumurta karşılığında hamam
Samanlı Dağları eteklerindeki termalin bulunduğu 3800 dönümlük park, bahçe ve koruluğun içindeki binlerce ağacın arasında, Bizans dönemine ait Kurşunlu Sauna-Hamam, Termal Açık Havuz, ilk olarak Bizans İmparatoru Konstantin tarafından yaptırılan ve daha sonra Sultan Abdülmecit’in annesi Valide Sultan için onarttığı ve 50 yıl önce köylülerin bir yumurta karşılığı girdiği Valide Banyo (kadın-erkek ayrı Türk hamamı), Atatürk’ün yaptırdığı özel Termal Sauna Hamam, buhar tedavisi ve mide suyu gibi bölümler var. Ayrıca tamamıyla termal su ile doldurulan, soğuk su karıştırılmayan ve sürekli sirküle edilen 37 derecelik suyu ile açık havuz, yaz kış kullanılıyor.
Yalova’nın termal sularının, romatizmal, metabolizmal, böbrek ve idrar yolları, deri ve sindirim sistemiyle ilgili hastalıklara, buharının ise üst solunum yolu rahatsızlıklarına iyi geldiğine inanılıyor.
Bursa
Bizans’tan Osmanlı’ya miras
Bursa’nın termal merkezi Çekirge, adını eskiden buranın çekirgelerle dolu, ormanlık bir alan olmasından alıyor. Uludağ’dan gelen ve buradaki çoğu otelin termal havuzlarında, çare arayanlara deva olan sular burada. Karamustafa Kaynarca Otel ve Banyoları olarak da bilinen Yeni Kaplıca’nın 16. yüzyıl ortalarındaki hali bugün olduğu gibi duruyor. Bu döneme ait kadınlar için ayrı bir bölümü var ancak asıl erkekler kısmı görülmeye değer. Rivayete göre, Kanuni Sultan Süleyman, buradaki Bizans hamamında yıkandıktan sonra gut hastalığından kurtulmuş ve veziri Rüstem Paşa’ya bu hamamı onarmasını emretmiş. Yeni Kaplıca’nın, kadınlar için Kaynarca, erkekler için Karamustafa bölümleri ve ayrıca aile banyoları da var.
Kentin en eski kaplıcası
Beş yıldızlı, Termal Kervansaray Oteli’ne bağlı Eski Kaplıca, adı gibi Bursa’nın en eski kaplıcası. Daha önce kaplıcanın yerinde olan Roma spasını, Bizans İmparatoru Jüstinyen ile karısı Theodora, sonra da 14. yüzyılda I. Murat onarmış. Eski Kaplıca, mimari olarak Yeni Kaplıca’dan daha ilginç. Hararetler bölümünde, sekiz Bizans sütununun taşıdığı kubbelerin örttüğü büyük ve 45 derece sıcaklıkta sığ havuzlar var. Bu termal merkezin hemen batısında, küçük bir tepenin üzerinde, Hüdavendigar Murat Camii var.
İzmir
Ünü fizik tedavide
Tarihteki adıyla Agamemnon olarak bilinen İzmir’in ünlü Balçova Kaplıcaları, gerçek anlamda donanımlı bir tedavi merkezi. Antik dönemden kalma kaplıca, adını Mykene Kralı Agamemnon’dan alıyor. Bir rivayete göre, kralın hastalanan güzel kızının vücudunda çıkan yaraları hiçbir hekim iyileştiremez. Kral, hastalığın ordusuna bulaşmaması için kızını, bugün Balçova Kaplıcaları’nın bulunduğu yere zincirleyerek ölüme terk eder. Hasta kız buradaki kaplıca suyundan içer, çamurlara sürünür ve 21 gün sonra iyileşir. Eskisinden daha güzel, sağlıklı ve dinç olur.
Askerlerin tedavi merkezi
Bir başka rivayete göre ise Agamemnon uzun süren savaşlardan sonra yaralı ve hasta askerlerini, bir kâhinin önerisi üzerine buraya getirir ve şifa bulmalarını sağlar. Dünyanın ilk hastanesinin burada olduğu da söylenir. Çok iyi ve donanımlı bir kaplıca oteli olan Balçova Termal Tesisleri’nin asıl ünü Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi olmasından kaynaklanıyor. Termal havuzlara, balneoterapi, elektroterapi, aktinoterapi, kineziterapi, hidroterapi, fizik tedavi ve parafin ünitelere sahip. Tedavi merkezinin, son beş yıldır, özellikle romatizmalı hastalıkların çok sık görüldüğü İskandinav ülkelerinin sağlık bakanlıkları, sağlık sigorta şirketleri ve romatizma derneklerinin önerdiği ve aracılık yaptığı 5 bine yakın hastanın tedavisini % 90-95 oranında bir başarı ile gerçekleştirdiği biliniyor.
Ankara-Bolu
Şifa dağıtan coğrafya
Başkent Ankara civarında, Ayaş, Beypazarı, Kapukullu, Haymana, Kızılcahamam gibi önemli kaplıcalar bulunuyor. Kızılcahamam 50, Haymana 45, Ayaş’taki Karakaya Kaplıcaları ise 31 derece sıcaklıktaki termal sulara sahip. Kızılcahamam, termal kaynaklar açısından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri. Romalılar ve Selçuklular döneminde de işletildiği bilinen Büyük ve Küçük Kaplıcaları ünlü.
Termal turizm merkezi
Bolu ovasında, ormanlarla kaplı dağın eteğinde, Kuzey Anadolu fayına bağlı olarak oluşmuş iki kaynak var. Bileşimlerinde demir ve kükürt bulunur, ayrıca radyoaktiflik özelliği taşır. Karacasu’da bulunan Büyük Kaplıca ve Küçük Kaplıca’nın olduğu bölge, 1993 yılında ‘termal turizm merkezi’ ilan edilmiş. Termal Otel ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bulunuyor.
Anadolu tam bir şifa merkezi
Efsaneler bir yana, bu coğrafyanın dağıttığı şifa kuşkusuz bu kadarla kalmıyor, batıdan doğuya, kuzeyden güneye yollar bugün de derdine deva arayanlara birçok doğal çözüm sunuyor.
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Kaplıca şehirleriyle ünlü Almanlar, Türkiye’de deniz kenarında bulunan tek kaplıca olan Çeşme Kaplıcaları’nı sağlık sigortası kapsamına almış.