Sırada Ne Var?

Hemen hemen her sektörde yeni trend; bireylerin yaşamlarını kolaylaştıracak fonksiyonel deneyimler sunabilmek…
Örneğin; akıllı şehir odaklı projeler, hedef kitlesine çok daha sürdürülebilir bir yaşam vaat ediyor. Moda markaları; yapay zeka, artırılmış gerçeklik ve oyunlaştırma gibi stratejilere yatırım yaparak tüketicilere sıra dışı dijital formatlar sunuyor. Heyecan verici inovatif gelişmeler, yaşamlara yepyeni sürprizler katacak.
Akıllı şehirler nasıl gelişecek?
Alibaba’nın City Brain’i ya da Alphabet’in Sidewalk Labs’ı gibi teknoloji şirketleri, şehirleri daha az sıkışık, daha yaşanabilir ve daha güvenli hale getirmek için teknolojinin nasıl kullanılabileceğini gösterme gayretinde… Google’ın ana şirketi Alphabet’in sahip olduğu Sidewalk Labs, Kuzey Amerika’da şehir planlaması ile teknolojiyi birleştirme üzerine yapılan deneylerin en büyüğünü Toronto şehir merkezinin güneydoğusunda, sıfırdan yeni bir mahalle inşa ederek gerçekleştiriyor. Sidewalk Labs’ın imar ortağı Waterfront Toronto, yeni projenin detayları hakkında farklı bilgiler veriyor. Apartmanlar ve otomobiller yerine çok sayıda bisiklet ve yaya şeridinin yer aldığı uygun fiyatlı, karma kullanımlı binalar öne çıkacak.Fosil yakıtlar kullanmadan binaları ısıtan ve serinleten termal şebekeye odaklanılacak. Fiziksel çevre hakkında sürekli olarak gerçek zamanlı veri toplayacak bir sensör ağı; bölge sakinlerinin kamusal ve özel servislerden yararlanmalarını sağlayacak kişisel bir portal ya da hesap gündeme gelecek. Projenin ana geliştirme sorumlusu Meg Davis, “Waterfront Toronto geleceğimizi en çok etkileyecek şehirlerin nasıl inşa edileceğine dair dünyanın geri kalanına sunacağımız güzel bir örnek olacak.” diyor. Çin’de de akıllı şehirlere olan ilgi son derece yüksek.
Formatlar değişiyor
Moda markası Kenzo, La Collection Memento koleksiyonunu tanıtmak için çektiği üçüncü filmde, Henri Rousseau’nun 1900’lerdeki eserlerinde kullandığı ünlü orman görüntülerini, 21. yüzyılın video oyunları estetiğiyle birleştirdi. Rousseau’nun Le Rêve isimli tablosunu konu alan filmde resimdeki karakterlerden esinlenen iki manken avatarı bulunuyor. 2018 yılında H&M x Moschino koleksiyonu; Alibaba, Google ve Warner Bros gibi firmalar tarafından desteklenen gizemli bir karma gerçeklik ve özel programlama firması olan Magic Leap iş birliğiyle, Z Kuşağı’nın var olanı bozma kültürünü kucaklayan ve artırılmış gerçeklikle kuşatılmış bir defileyle tanıtıldı. Koleksiyonun lansmanı New York’ta, girildiğinde bir televizyonun içini çağrıştıran, kıyafetlerin teşhir edildiği bir kutunun içinde yapıldı. Kullanıcılara bu gerçeküstü alanda gezinirken, giysiler ve görsel öğelerle etkileşime girerek muazzam bir deneyim yaşama şansı sunuldu. H&M Laboratuvarı’ndan Anna Tillberg Pantzar, tanıtımın başında WWD’ye verdiği röportajda, “Moda perakendesinin geleceğini anlamaya çalışıyoruz. Gelecekte markanın gelişiminde, teknoloji daha da önemli bir rol oynayacak.” yorumunda bulundu.
Kontrol kimde?
Tüketicilerin kişisel verilerin korunmasını ve mülkiyetlerini talep ettikleri bir dönemde, teknoloji şirketleri kontrolü kullanıcılarına bırakmaya başlıyor. Loomia, ister satmayı ister saklamayı tercih edebilecekleri kişisel verilerine ilişkin sorumluluğun tamamını tüketicilerin kendisine veren bir platform kurarak, verilerin özelleştirilmesine doğru ilk adımı atıyor. The Loomia (TILE); giysiler üzerinden, örneğin giysinin kullanım sıklığı ve kullanım süresi gibi bilgiler topluyor ve giysiyi giyen kişiye, dilerse bu bilgileri üreticilerle, blockchain ödülleri karşılığında takas etme olanağını sunuyor. Loomia CEO’su Janett Liriano, Loomia platformunun tüketici veri paradigmasını değiştireceğini böylelikle şirketlerin değil, bireylerin kendi kişisel verilerine sahip olacağını ve isterlerse bundan faydalanabileceklerini söylüyor.
Snips ise blockchain üzerinden işleyen, böylelikle kişisel bilgilerin buluta gönderilmesini önlemeyi hedefleyen, merkezi olmayan bir ses asistanı ile verileri gizli tutmanın üzerinde çalışıyor. Snips’in kurucu ortağı ve CEO’su Rand Hindi tüketicilerin, bulut depolamayla çalışan sesli asistanlarından kaynaklanan gizlilik konusundaki endişelerin giderek daha fazla farkına vardıklarını ve bu endişelerin tüketici kullanımlarını doğrudan etkileyeceğini söylüyor. Dermot Horgan, Data Municipality isminde, kişisel veri bankası üzerine kurulu kavramsal bir akıllı şehir tasarladı. Şehir; kişisel verilerin kim tarafından, nasıl kullanıldığına ve kimlerin erişebileceğine şirketlerin değil, bireylerin karar vermesi gerektiği fikrine dayanıyor.