TÜRK KÂĞIDI: EBRU
Ebru sanatı, tüm dünyada ‘Türk kağıdı’ olarak ünlendi. Osmanlının çok fazla kullandığı sanat, Cumhuriyet döneminde biraz gerileme yaşadı.
1970’li yıllardan sonra tekrar kıymeti anlaşılmaya başlandı. Ebru ustalarının sayısı hızla artarken son yıllarda en çok dikkat çeken nokta, ebru icazetnamesi alan kadınların artık erkek ustalardan daha fazla olması…
Kadın ustalardan biri de Hülya İlter… 2002 yılından bu yana geleneksel ebru sanatı çalışmalarını sürdüren Hülya İlter, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen ‘Türk Süsleme Sanatları Sanatkârı Tanıtma Kartı’na sahip. İlter aynı zamanda Bakanlığın geleneksel sanatlar alanındaki komisyon üyeliğini de yapıyor.
Güzel sanatlar içerisinde suyun kullanıldığı tek tür olan ebru sanatı, uzaktan bakıldığında basit gibi görünüyor. Ancak gerçek manada sanat eserleri ortaya çıkarabilmek için çok uzun uğraşlar gerektiriyor. Hülya İlter, ebru eseri yaparken oluşan ruh halini, “Suyun içinde bulunan renklere siz yön veriyorsunuz. Su sizin istediğiniz şekli alıyor ve her şeyden etkilenebiliyor. Odanın ısısı, nefesiniz, psikolojiniz… Bunların hepsinin gücünü o renklerin karışımında hissedebilirsiniz.” diye anlatıyor.
Ebru parmak izi gibidir…
Usta sanatçı Hülya İlter’e göre ebru sanatına gönül verenlerin sayısı hızla artmış durumda. Ancak sanatın taklitçileri ve ebruyu basit bir hobi olarak görenler var. Bunlar da gerçek ustaların kalitesine gölge düşürüyor. İlter, gerçek ustanın elinden çıkan bir ebru eserini şöyle tanımlıyor: “Ebru eserini parmak izi gibi düşünün. Benzeri olabilir ama birebir aynısı asla olamaz. Ebruyla yapılan eserin bir diğer özelliği ise tekneden çıktıktan sonra üzerinde hiçbir oynama yapılamamasıdır.”
Uzaktan izleyince kolay bir sanat gibi görünse de İlter’e göre zor bir uğraş ebru sanatı. Özellikle boya aktarımı sırasında titizlik ve dikkat isteyen bir iş. Aynı zamanda da teknelerinin kurulması ve toparlanması açısından biraz zahmetli. O yüzden bu sanatla uğraşan kişilerin gözlem yaparak sanatla sürekli iç içe olması ve çok sevmesi gerekir.
Asıl amacının ebru sanatının doğru ellerden öğrenmek isteyenlere ulaşmak olduğunu dile getiren Hülya İlter, atölye çalışmalarını devam ettiriyor. Yurt dışı fuarları, festivalleri ve Türk günlerine katılıyor. Böylelikle geleneksel Türk sanatının orijinal haliyle dünyaya tanıtımına katkı sağlıyor.
Ebru türleri
Battal Ebru, Şal Ebru, İspanyol (Dalgalı) Ebru, Gelgit Ebrusu, Taraklı Ebru, Hatip Ebrusu, Çiçekli Ebru (Necmettin Ebrusu), Bülbül Yuvası Ebrusu, Hafif Ebru, Kumru Ebru, Akkase Ebru, Yazılı Ebru, Koltuk Ebrusu
Ünlü hattatlar
Türkler, Hatip Mehmet Efendi (18. yüzyıl), Şeyh Sadık Efendi (19. yüzyıl), Bekir Efendi (20. yüzyıl başları) gibi birçok usta yetiştirdi. Bu sanatın Necmettin Okyay’dan sonra yetişen son ustaları arasında, Mustafa Düzgünman ve Niyazi Sayın özellikle anılıyor.